Tükenmişlikten Nasıl Çıkılır? (Birkaç Kahkaha ile Tabii ki!)
Hayat bazen öyle bir hızla geçiyor ki, kendini bir anda tükenmiş, boş bir bataryadan daha düşük hissediyorsun. Sabah kalkıyorsun, “Hadi bu gün güzel olacak!” diye kendini motive etmeye çalışıyorsun ama sonra bir bakıyorsun, kahve içmeye bile halin yok. Tabii, bütün bunları anlatırken kendi iç sesimden duyduğum o “Yine mi tükeniyorsun?” cümlesi de cabası… Neyse, şimdi gel, tükenmişlikten nasıl çıkılır bir bakalım, belki ben de kendime yardımcı olurum. Hadi, gülüp geçelim, sonra gerçekten çözüm ararız.
Hayatın Çekilmez Gerçekliği
Bir gün, annem beni aradı ve dedi ki: “Oğlum, nereye gidiyorsun, neden hep tükenmişsin? Yüzün asık, gözlerin mahmur… Ne oldu sana?” Ben de dedim ki: “Anneciğim, bir ağaç gibi köklerim yere sağlam basıyor ama aynı ağaç sürekli dalından meyve alıyor, dalı kırıldı.”
Bunun üzerine birkaç saniye düşündü ve “Senin kafan mı kırıldı?” dedi. Bu, aslında çok derin bir soru. Çünkü tükenmişlik dediğimiz şeyin genelde arkasında “bir şeylerin kırılması” yatıyor. İşte bu noktada, önce neyin seni kırdığına bakmak gerekiyor.
Küçük Bir Molaya Kim Hayır Der?
Bazen, işler o kadar kötüye gitmiş oluyor ki, bunu ancak bir arkadaşın komik bir esprisiyle fark ediyorsun. Mesela geçen gün, tam tükenmişlik sendromunun zirvesindeyken, arkadaşım Hakan beni aradı. Kendisini sağlıklı yaşam konusunda çok fazla motive etmeye çalışan bir insan olarak tanıyorsunuz. O gün, bana bir ses kaydı yolladı: “Bunu mutlaka dinle! Bak, tüm stresini atacak bu! Rahatla, hayatta kalmak için önce eğlenmen gerek!” Ses kaydını açtım, bir dakika boyunca sadece “Yavaşla… Yavaşla… Yavaşla…” diyen bir meditasyon müziği çalıyordu. O kadar rahatladım ki, şaşırdım. Hakan’ın bu “saçmalığını” dinlerken, birden fark ettim ki, bazen gerçekten durmak, bir nefes almak, her şeyin komik tarafını görmek gerekiyor.
Tükenmişlikten nasıl çıkılır? Cevap basit: Kendine bir nefes aldır. Bir mola ver. Oyun oynayacak kadar basit! Hayat, her zaman ciddi değil.
İç Sesle Konuşmanın Gücü
Bir de tabii, her tükenmiş insanın iç sesi vardır. Kimi zaman böyle derin derin konuşur, “Buna değer mi?” diye sorgularsınız. “Ben bu işi yapabilir miyim?” diye kendi yeteneklerinizi sorgularsınız. Benim iç sesim, çoğu zaman daha çok rahatsız edici oluyor. Çünkü “Hayır, yapamazsın” diyen o iç ses, biraz fazla sık çıkıyor. Bazen onu susturmak için başlıyorum: “Yapabilirim ya! Bugünlük yapmasam da, yarın başka bir gün yaparım, ha!” Kendimle dalga geçmek, tükenmişlikten çıkmanın en güzel yollarından biri aslında. Tabii, biraz gülmeyi unutmamak lazım.
Bir Kahkaha Bile Yetebilir
Evet, ciddi olmam gerektiğini hep söylediler ama bazen tek ihtiyacım olan şey bir gülme sesi. Öyle bir kahkaha ki, hem ruhunu dinlendiren hem de zihnini açan türden. Bir gün, kuzenimle çay içiyorduk. Bir anda ona dedim: “Biliyorsun değil mi, ben çok yoğun bir insanım, sürekli bir şeylere yetişiyorum, o yüzden şu an çok tükenmişim.” O da bana bakıp şöyle dedi: “Senin yoğunluğun, en son hangi filmdeki karaktere benziyor biliyor musun?”
Ben tabii, hemen heyecanla sordum: “Kim?”
“Adam var ya, her şey çok kötü giderken bile gülümsüyor, çünkü bütün işlerin sonunda ‘neyse, hayat bu, her şey yolunda’ diye düşünüyor,” dedi. Bunu duyduktan sonra, gülmeye başladım. Gerçekten de bazen hayatın en zor anlarında, bir gülme sesi ya da komik bir diyalog bile tükenmişliğinden çıkmana yardımcı olabilir.
Küçük Hedefler, Büyük Sonuçlar
Tükenmişlikten çıkmanın en büyük yollarından biri de küçük hedefler koymaktır. Bu konuda hem çalışıp hem de eğlenmeye çalışmak bir denge gerektiriyor. Örneğin, sabah kahvaltısı yapmak bile bir hedef olabilir. O an, “Bugün güne başlamalıyım!” dedikten sonra, minik hedeflerinizi sırasıyla tamamlayın. Hedefin bitiminde, bir ödül vermek de kendinizi iyi hissettirebilir. Birkaç saatlik bir boş zaman, belki en sevdiğiniz diziyi izlemek ya da hiç beklemediğiniz bir anı yakalamak… İşte tükenmişlikten çıkmanın küçük ama etkili yolları bunlar.
Sonuç Olarak
Tükenmişlik, hayatın bir parçası, hepimiz bir yerlerde tükeniyoruz. Ama önemli olan, ona nasıl yaklaşacağımız. Belki de bu yazıyı okurken bir yandan kahkahalar atarken, bir yandan da kendinizi biraz daha az tükenmiş hissediyorsunuzdur. Bunu unutma: Hayatın, ciddi olmayan bir yanını görmeyi öğrenmek, tükenmişlikten çıkmanın anahtarlarından biri olabilir. O yüzden, bir süreliğine bırak her şeyi, gül, eğlen, biraz da rahatla. Unutma, kimseye bir şey borçlu değilsin.
Tükenmişlikten nasıl çıkılır? Belki, önce biraz eğlenerek başlamak gerekir.