Kapital Ne Zaman Türkçeye Çevrildi? Bir Metnin Türkiye’deki Serüvenine Yakın Plan
Bazı kitaplar vardır, ilk sayfasını açtığınız anda sadece bir “eser” okumazsınız; bir tarihin, bir tartışmanın, hatta bir kuşağın nabzını tutarsınız. Karl Marx’ın Kapitali de bizde tam böyle bir metin. “Peki ama Kapital ne zaman Türkçeye çevrildi?” diye sorulduğunda, tek bir tarihe iğne atıp “işte o gün” demek yetmez; çünkü bu serüven, özetlerle başlayan, yasaklarla sekteye uğrayan, sonra da tam çevirilerle derinleşen çok katmanlı bir hikâye.
Köken: Osmanlı’nın Son Döneminde İlk Karşılaşma (1912)
Türkçedeki en erken karşılaşma, “tam çeviri” değil, bir özet-özetle başlıyor. 1908 Hürriyet Devrimi’nin açtığı havada, Osmanlı Yahudisi sosyalist bir entelektüel olan Bohor İsrael, 1912’de kendi çıkardığı Cerîde-i Felsefiye’de Kapital’in I. cildini “özetin özeti” olarak tanıtır; yazı dizisi “İktisad-ı İçtimaiye” başlığıyla yer alır. Bu tek sayılık dergi kapanır ama kapı aralanmıştır: Marx’ın metni, Türkçe kamusal alanda ilk kez o sayfalarla dolaşıma girer. :contentReference[oaicite:0]{index=0} :contentReference[oaicite:1]{index=1}
Cumhuriyet’in İlk Yılları: Kitabın Piyasaya Çıkışı ve Kısaltmalar (1930’lar)
1930’lar, kısaltılmış çevirilerin hareketli ama kırılgan bir dönemi. 1933’te Haydar Rıfat (Yorulmaz) Kapital’in Türkçedeki ilk “kitap boyu” versiyonunu Sermaye adıyla yayımlar; bu, tam metin değil, Fransızca özetlere dayalı bir aktarım olsa da, Kapital ilk kez cilt halinde Türkçede görünür. 1936’da Nevzat Cerrahlar (Kerim Sadi) 32 sayfalık bir özet çıkarır; aynı yıl Suphi Nuri İleri, Carlo Cafiero’nun meşhur kılavuz-özetini Türkçeye kazandırır. 1937’de Hikmet Kıvılcımlı, I. cildi Almanca aslıyla karşılaştırarak fasiküller halinde yayımlamaya girişir. Ancak 1938’de yasaklar gelir ve bu “kısaltma dalgası” birden kesilir. :contentReference[oaicite:2]{index=2} :contentReference[oaicite:3]{index=3}
İlk Tam Çeviri Eşiği: 1965–1967 ve Selik’in Cildi
Türkiye’de Kapital’in I. cildinin “tam çeviri” olarak okura ulaşması için 1960’ları beklemek gerekir. İktisat düşüncesi tarihçisi Mehmet Selik’in Almanca aslından yaptığı çalışma, Sol Yayınları tarafından Aralık 1965–Nisan 1967 arasında beş kitap halinde yayımlanır. Böylece I. cilt, Almancadaki ilk baskısından neredeyse tam 100 yıl sonra Türkçede bir bütün olarak yerini alır. Selik daha sonra III. cildin bir bölümünü 1970’te yayımlar; farklı yayınevleri ve koşullar yüzünden ciltlerin macerası parça parça ilerler. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Bir “Tam Metin” Ufku: 1975–1978 ve Bilgi’nin Üç Cildi
1970’lerin ortasında Alaattin Bilgi’nin çabası, “tam metin” hedefini görünür kılar: I. cilt 1975’te, II. cilt 1976’da, III. cilt 1978’de Sol Yayınları tarafından yayımlanır. Bu edisyon İngilizce çeviri geleneğine dayanır; buna karşılık 2010’larda Yordam Kitap, Selik’in Almanca temelli birikimini Nail Satlıgan ve Erkin Özalp’la birlikte yeniden işler; 2011’den 2015’e uzanan bu seri, dil-terim dizinleri ve ekleriyle metni yeni kuşaklara taşır. Böylece Türkçede iki ana damar —İngilizceye dayalı Bilgi edisyonu ve Almancaya dayalı Selik/Satlıgan/Özalp edisyonu— birlikte dolaşımda kalır. :contentReference[oaicite:5]{index=5}
Bugüne Yansımalar: Akademiden Sokağa, Raflardan Dijitale
Peki bu tarih niçin önemli? Çünkü çeviri yalnızca kelime karşılığı değildir; fikirlerin mahalle değiştirmesidir. 1912’deki “özetin özeti”, sosyalist fikirlerin Osmanlı kamusuna ilk sızışını anlatır; 1930’lardaki kılavuzlar, iktisat tartışmalarının dar koridorlarında bir tür okuma anahtarı işlevi görür; 1960’lar ve 1970’lerdeki tam-metin atılımı ise hem üniversite raflarını hem sendika kütüphanelerini biçimlendirir. 2010’larda yapılan yeni Almanca-temelli baskılar, metni güncel terimlerle yeniden sirküle ederek dijital çağın tartışmalarına bağlar. Kısacası, “ne zaman çevrildi?” sorusunun cevabı, “kim için, hangi bağlamda, nasıl okundu?” sorularına da açılır. :contentReference[oaicite:6]{index=6}
Geleceğe Doğru: Çeviri Politikası, Açık Erişim ve Yeni Okurlar
Bugün, açık erişim girişimleri, dijital arşivler ve çevrimiçi tartışma platformları, Kapital’in Türkçedeki yaşamını yeniden hızlandırıyor. Metnin yalnızca “ekonomi politik” değil; ekoloji, platform kapitalizmi, yapay zekâ ve emek, gig-ekonomi gibi alanlarda düşünme biçimi sunduğu bir dönemdeyiz. Yeni okur profilleri —mühendisler, tasarımcılar, veri bilimciler, bağımsız araştırmacılar— çeviriye terimsel titizlik, örneklem zenginliği ve açıklayıcı ekler talep ediyor. Bundan sonra “iyi çeviri”, yalnızca doğru karşılık değil, aynı zamanda disiplinler arası bir kılavuzluk vaat edecek: kavram dizinleri, şemalar, ek metinler, hatta metodolojik okuma rotaları…
Kısa Zaman Çizelgesi (Özet)
1912: Bohor İsrael’in Cerîde-i Felsefiye’sinde “özetin özeti”. :contentReference[oaicite:7]{index=7}
1933: Haydar Rıfat’ın Sermaye başlıklı ilk kitap-uzunlukta Türkçe baskısı (kısaltılmış). :contentReference[oaicite:8]{index=8}
1936–1937: Kerim Sadi’nin özeti; Suphi Nuri İleri’nin Cafiero çevirisi; Kıvılcımlı’nın fasikülleri. :contentReference[oaicite:9]{index=9}
1938: Yasaklarla kesinti. :contentReference[oaicite:10]{index=10}
1965–1967: Mehmet Selik’in I. cilt “tam çeviri”si (Sol Yayınları). :contentReference[oaicite:11]{index=11}
1975–1978: Alaattin Bilgi’nin üç cildi (Sol Yayınları). :contentReference[oaicite:12]{index=12}
2011–2015: Yordam Kitap’ın Almanca temelli yeni edisyonu (Selik–Satlıgan–Özalp). :contentReference[oaicite:13]{index=13}
Son Söz: Bir Metnin Yaşamı, Bizim Merakımız
Kapital’in Türkçedeki hikâyesi, yalnızca tarih merakı olanların değil, bugün üretimi, emeği, teknolojiyi, gündelik hayatın fiyat etiketlerini dert edinen herkesin hikâyesi. Çünkü çeviri, metnin kaderini; okur, metnin anlamını değiştirir. Şimdi söz sende: Sen bu metinle ilk nerede karşılaştın? Hangi çeviriyle okudun, hangi bölüm sana “bir dakika…” dedirtti? Yorumlarda buluşalım; belki de bir sonraki okuma rotasını birlikte çıkarırız.
::contentReference[oaicite:14]{index=14}